Fransa BM'de ırk ayrımcılığı ve polis şiddeti nedeniyle eleştirildi


Fransa BM'de ırk ayrımcılığı ve polis şiddeti nedeniyle eleştirildi

Göçmenlere yönelik saldırılar, ırkçı görüntüleme, polis şiddeti... Pazartesi günü BM'nin ülkedeki insan hakları durumunu incelediği Fransa ateş altında kaldı.

BM İnsan Hakları Konseyi, tüm BM üye devletlerinin düzenli olarak tabi olduğu bir prosedür olan Fransa'daki insan hakları durumunu incelemek için üç saatten fazla zaman harcadı.

Aralarında ABD ve Tunus'un da bulunduğu çok sayıda ülke Fransa'yı ırkçı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele çabalarını arttırmaya çağırdı.

ABD Temsilcisi Kelly Billingsley, "Fransa'ya anti-Semitizm ve Müslüman karşıtı nefret gibi dini motifli suçlar ve şiddet tehditleriyle mücadele çabalarını arttırmasını tavsiye ediyoruz" dedi. Irkçılık ve yabancı düşmanlığında artış var" diyerek Fransa'yı "göçmenlerin haklarını ihlal eden tedbirler" almaktan vazgeçmeye çağırdı.

Birçok eleştirinin hedefi olan polis

Brezilya ve Japonya "güvenlik güçlerinin ırkçı profil çıkarmasını" eleştirirken, Güney Afrika Fransız yetkililere "polis memurlarının karıştığı tüm ırkçı olayların polis dışındaki organlar tarafından tarafsız bir şekilde soruşturulmasını sağlayacak adımlar atmaları" çağrısında bulundu.

Kolluk kuvvetleri operasyonları sırasında polisin uyguladığı şiddet de İsveç, Norveç ve Danimarka gibi bazı delegasyonlar tarafından vurgulanmıştır. Lihtenştayn bu aşırılıkların bağımsız bir şekilde soruşturulması çağrısında bulunurken, Lüksemburg Fransa'dan "polislik politikasını yeniden gözden geçirmesini", Malezya ise sorumluların "cezalandırılmasını" talep etti.

Ciddi insan hakları ihlalleri BM ve insan hakları örgütleri tarafından düzenli olarak kınanan üç ülke olan Rusya, Venezüella ve İran da polis şiddetini özellikle eleştirmeyi tercih etti. Rus temsilci Kristina Sukacheva, "Barışçıl vatandaşları dağıtmaya yönelik sert ve bazen şiddet içeren önlemlerden endişe duyuyoruz" dedi.

Fransız delegasyonu kendini savunmaya çalışıyor

Fransa'da son aylarda emeklilik reformu protestocularına karşı aşırı güç kullanımına yönelik eleştiriler artmaktadır. Fransız delegasyonunun yanıt oturumunda İçişleri Bakanlığı hukuk danışmanı Sabrine Balim, "güç kullanımının sıkı bir şekilde düzenlendiğini, kontrol edildiğini ve suiistimal durumunda yaptırım uygulandığını" belirtti. Oysa hükümetin polise verdiği yetkiyi kullanmaktadır! Sokak ortasında işkenceye varan, yasal-izinli eylemlerin bizzat polis tarafından oluşturulan provokasyon ve saldırı sonucu meydana geldiği bizzat halkın çektiği görüntülerde de yer almaktadır. Veya bankaların, dükkânların bizzat sivil polislerce veya polisin denetimindeki ırkçı-faşistlerce polislere yardımcı olma niyetiyle de yapıldığı bilinmektedir.

Buna ek olarak, polislerin "eylemlerinin görünürlüğünü ve izlenebilirliğini sağlamak için" bireysel bir kimlik numarası takmak zorunda olduklarını hatırlattı. Bu zorunluluğa her zaman uyulmadığını belirten Fransa İçişleri Bakanı Gérard Darmanin, "her koşulda" bu numaranın takılmasını istedi.
Fransız polisine bizzat devletin verdiği yetki sonucu polis her tür işkenceye veya ölüme sebep vermeye varan yöntemlerle halka saldırmaktadır. BM’de dünyanın jandarmalığına soyunupta ülkeleri yargılayacağına öncelikle kendi tarihine bakmalıdır. Fransa’da halk yaşanan polis şiddetini bizzat yaşamakta ve tüm dünya basınında ise yer almaktadır. Fransa’da demokratik haklarını kullanarak yürüyüş, miting ve eylem yapan sendikacıların veya halkın değil işkenceci polislerin ve kendilerine yetki veren devlet yetkililerin yargılanması gerekiyor.

Dogan Presse Agence


:

Benzer haberler


Haber ait fotolar

Haber videosu